Spor, modern tıbbın en güçlü “ilaçlarından” biri olarak kabul edilir. Düzenli fiziksel aktivitenin kardiyovasküler hastalık riskini azalttığı, yaşam süresini uzattığı bilimsel bir gerçektir. Ancak tıp dünyasında son yıllarda sıklıkla dile getirilen bir kavram vardır: **Spor Paradoksu**.
Bu paradoks, düzenli antrenmanın uzun vadeli faydalarına rağmen, özellikle yüksek yoğunluklu efor sırasında ani kardiyak olay riskinin kısa süreli artması anlamına gelir. Kısacası spor hem çok faydalıdır hem de altta yatan tanı konmamış kalp hastalığı olanlarda ani ölüme kadar giden ciddi riskler içerebilir.
Spor Paradoksu, şu iki bilimsel gerçeğin yan yana durmasıyla ortaya çıkar:
Bu durum özellikle şu kişilerde belirgin olur:
Bilimsel olarak **hayır — spor zararlı değildir.** Ancak yanlış şekilde, yanlış kişide ve yanlış yoğunlukta uygulandığında riskli olabilir. Sporun zararından değil, spora başlamadan önce yeterli değerlendirme yapılmamasından söz etmek gerekir.
Göğüs ağrısı, çarpıntı, bayılma öyküsü ve aile hikâyesi sorgulanmalıdır. Kalp üfürümleri ve anormal nabız değerleri en önemli göstergelerdir.
WPW, QT uzaması veya eski hasar izleri basit bir EKG ile saptanabilir. 35 yaş üstü bireylerde EKG zorunlu sayılmalıdır.
**Altın standarttır.** Kalp duvar kalınlıkları, kapak yapısı ve aort ölçümleri bu yöntemle değerlendirilir.
Efor sırasında oluşan iskemiler, aritmiler ve tansiyon cevabı objektif olarak ölçülür.
Spor paradoksu, sporun tehlikeli olduğu değil, **hazırlıksız bir kalbin zorlanmasının** tehlikeli olduğu mesajını verir. Spor; bilinçli, kontrollü ve bilimsel temelli yapıldığında dünyanın en güçlü tedavi aracıdır.
Unutmayın: Spor zararlı değildir; hazırlıksız spor zararlıdır.
Ara, 20 2025
Ara, 20 2025
Kas, 17 2025
Kas, 17 2025
Kas, 17 2025