Kalp Yetersizliğinde Yeni Tedaviler Nelerdir ve Gerçekten Faydalı Mıdır?

May, 22 2025 Makaleler

Kalp Yetersizliğinde Yeni Tedaviler Nelerdir ve Gerçekten Faydalı Mıdır?

1. SGLT2 İnhibitörleri: Diyabet İlacından Kalp İlacına

SGLT2 inhibitörleri (empagliflozin, dapagliflozin gibi), başlangıçta tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar olarak geliştirilmiştir. Ancak EMPEROR-Reduced ve DAPA-HF çalışmalarıyla bu ilaçların kalp yetersizliği olan hastalarda (özellikle HFrEF – ejeksiyon fraksiyonu azalmış KY) hastane yatışlarını ve kardiyovasküler ölümleri azalttığı gösterilmiştir.

SGLT2 inhibitörlerinin KY’deki olumlu etkileri sadece glukoz regülasyonuyla açıklanamaz. Bu ilaçlar aynı zamanda:

  • Preload ve afterload’u azaltarak kalbin iş yükünü hafifletir,


  • Antiinflamatuvar ve antifibrotik etkiler gösterir,


  • Na ve glukoz atılımını artırarak ödemin azalmasına katkıda bulunur.


Bu sınıf, artık hem HFrEF hem de HFpEF (ejeksiyon fraksiyonu korunmuş KY) hastaları için güncel tedavi kılavuzlarında önerilmektedir. Dahası, diyabeti olmayan KY hastalarında bile faydalı bulunmuştur.

2. ARNI (Angiotensin Receptor-Neprilysin Inhibitor): Paradigm Değiştiren Kombinasyon

Sacubitril/valsartan, klasik RAS inhibitörlerinin ötesine geçerek hem vazodilatör etki hem de natriüretik peptid sisteminin aktivasyonu yoluyla KY tedavisinde çığır açmıştır. PARADIGM-HF çalışması, bu ilacın ACE inhibitörlerine göre mortaliteyi anlamlı olarak azalttığını göstermiştir.

ARNI’ler özellikle aşağıdaki etkileriyle öne çıkar:

  • Vasküler tonusu azaltarak kan basıncını düşürür,


  • Diürez ve natriürezi artırır,


  • Kardiyak fibrozisi azaltır,


  • Ventrikül yeniden şekillenmesini geciktirir.


Bugün, semptomatik HFrEF hastalarında birinci basamak RAS inhibitörü olarak önerilmektedir.

3. Demir Takviyesi: Yorgunlukla Savaşta Etkili Bir Araç

KY hastalarında demir eksikliği sık görülür ve bu eksiklik fonksiyonel kapasiteyi, egzersiz toleransını ve yaşam kalitesini belirgin olarak azaltır. Ferric carboxymaltose gibi intravenöz demir preparatları, özellikle ferritin <100 ng/mL veya transferrin saturasyonu <20% olan KY hastalarında ciddi fayda sağlar.

AFFIRM-AHF çalışmasında, demir replasmanının:

  • Hastane yatışlarını azalttığı,


  • Egzersiz kapasitesini artırdığı,


  • Yaşam kalitesini belirgin şekilde iyileştirdiği gösterilmiştir.


Özellikle kansızlığı olmayan ama demir eksikliği saptanan hastalarda bu yaklaşım oldukça etkilidir.

4. Yeni Nesil Cihazlar: Baroreseptör Stimülasyonu ve Kardiyak Mekanizmalar

KY’de cihaz temelli tedaviler de gelişmeye devam etmektedir. CRT (kardiyak resenkronizasyon tedavisi) ve ICD (implante edilebilir kardiyoverter defibrilatör) zaten kılavuzlarda yer alsa da, daha yeni cihazlar da dikkat çekmektedir:

  • Baroreseptör stimülasyon cihazları, sempatik aktiviteyi azaltarak kan basıncını düşürmekte ve kalbin iş yükünü azaltmaktadır.


  • Sol ventrikül destek cihazları (LVAD), ileri evre KY hastalarında köprü tedavi veya kalıcı destek olarak kullanılır.


  • Telemonitoring sistemleri, hastaların evde takibini sağlayarak hastane yatışlarını önlemeyi hedefler.


Henüz yaygın olarak kullanılmasa da bu cihazlar KY tedavisinin geleceğini şekillendirecek unsurlar arasında yer almaktadır.

5. HFpEF İçin Hedefe Yönelik Tedaviler: Zor Bir Yolculuk

Ejeksiyon fraksiyonu korunmuş kalp yetersizliği (HFpEF), tedaviye en dirençli KY fenotipidir. Uzun yıllar boyunca bu hastalıkta etkinliği kanıtlanmış bir ilaç yoktu. Ancak EMPEROR-Preserved ve DELIVER çalışmaları, SGLT2 inhibitörlerinin bu grupta da olumlu etkiler sağladığını göstermiştir.

Bunun dışında:

  • Mineralokortikoid reseptör antagonistleri (spironolakton),


  • ARBs (valsartan, candesartan) gibi ilaçlar belirli alt gruplarda fayda sağlayabilmektedir.


HFpEF’te tedavi halen daha çok semptomatik yaklaşım ve altta yatan nedenlerin kontrolüne dayanır.

Gerçekten Faydalı Mı? Klinik Sonuçlara Etkisi Nedir?

Yeni tedavilerin birçoğu, klinik çalışmalarla kardiyovasküler mortalite ve morbidite üzerine olumlu etkiler göstermiştir. En dikkat çeken nokta, bu ilaçların sadece yaşam süresini uzatmakla kalmayıp aynı zamanda yaşam kalitesini ve fonksiyonel kapasiteyi artırmalarıdır. Ayrıca hastaneye tekrar yatış oranlarının azalması hem hasta memnuniyetini artırmakta hem de sağlık sistemine olan yükü azaltmaktadır.

Ancak her tedavi her hasta için uygun değildir. Hastanın efor kapasitesi, eşlik eden hastalıkları (örneğin böbrek fonksiyonu, diyabet), tolerabilitesi ve ilaçlara erişimi gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır.

Sonuç

Kalp yetersizliği tedavisi, son yıllarda önemli bir evrim geçirmiştir. SGLT2 inhibitörleri, ARNI, demir takviyesi ve cihaz temelli yenilikler sayesinde artık daha kişiselleştirilmiş ve etkili bir tedavi yaklaşımı mümkündür. Bu tedaviler, sadece yaşam süresini uzatmakla kalmamakta; hastaların günlük yaşamını iyileştirmekte, hastane yatışlarını azaltmakta ve umut vadeden bir gelecek sunmaktadır. Ancak bu yeniliklerin en iyi şekilde uygulanabilmesi için doğru hasta seçimi, multidisipliner takip ve kılavuzlara uygun yaklaşım şarttır.